ŞAPKADAN TAVŞAN DURANDAN JHON / FEYENOORD - FENERBAHÇE
Bu maçın önemi Fenerbahçe için ne kadar büyük onu bilemem. Zira ben o kadar önemli bulmuyorum. Bunun sebebi eleme turlarından şampiyonlar ligine kalabilen takımımız malesef hiç olmadı. Bu sebeple en azından bende hissettirdiği o kadar önemli olmadığı. Çünkü bu turu geçsek dahi sonra bir tur daha geçmemiz gerekecek. Muhtemelen Nice veya Benfica rakibimimiz olacak. Tabi ki futbolda maç maç gitmek iyidir ve bir maçı kazanmak o kadar zor değildir ve bir kaç maçta zor değildir. Şunun altını çizmeliyim ki en önemlisi ise oyununuzun olmasıdır. En kötü oyun ne oynandığını anlamadığımız oyundan emin olun iyidir.
Feyenord karşısında neler yapabiliriz konuşmakta her şeye rağmen fayda var çünkü ben futbolu seviyorum ve eminim ki epey heyecanlı bir tur bizi bekliyor. Konuşulmasını hak edecek bir tur olacağını hissediyorum.
Tarih:
Türk ve Hollanda takımları avrupada düzenli olarak karşılaşıyor. Daha geçen sezon temsilcilerimiz Ajax, Twente ve Az ile karşılaştırlar. Malesef hiç birinde istediğimiz sonuçları alamadık. Oyun yönünden baktığımızda ise takımlarımıza karşı net üstünlük koydular.
Peki bunu nasıl yapıyorlar? Hollanda kulüpleri kesinlikle sistem takımlarıdır. Ve hepsi benzer oyun ve felsefeden besleniyorlar. İnanılmaz yetenekli ve üst düzey profillere sahip değiller. Ancak benzer oyunları her zaman sahaya yansıtabiliyorlar. Hollandalılar disiplinli ve bilimden beslenen insanlar ve mantıklılar.
Pek bu nedir? Fizik, disiplin, ahenk. Bu kulüplere baktığınızda takım olgusunu net şekilde hissedebilirsiniz. Bütün halinde baskı yaparlarken bütün halimde savunma yapabiliyorlar. Yeterli fizik ve kondisyon disiplininine de sahip olduklarından maçları izlerken ortada bir direnç görebiliyorsunuz. Dediğim gibi özellikle geçen seneki Twente ve Az, Fenetbahçe maçlarına baktığınızda net şekilde bunu görebilirsiniz. Taktik disiplin ve direnç. Hücum organizasyonları yetenek engeline bir noktada takıldığından bu takımlar aman aman marifetli olmamalarına rağmen sahaya koydukları direnç ve istek baskısı takımlarımızı yenerken pekte zorlanmamalarına sebep oluyor. Şunu da söylemeliyim Hollanda takımları yetenkli rakiplerle karşılaştıklarında da seviyelerinin yetersizliğinden belli noktaları hiç aşamıyorlar ve bu sebeple kupadan kupaya da koşmuyorlar.
Feyenoord:
Feyenor'da baktığımızda ise geçen sezon şampiyonlar liginde kendilerinden beklenmediği ölçüde başarı oldular dememiz bence mümkündür. Ancak o kadrondan bugüne çok zaman geçmemesine rağmen epey bir oyuncu değişti. Hatta Inter ile son 16 eşleşmesi ilk 11 lerinden en az 5-6 oyuncu takımdan ayrıldı ve ağırlıklı olarak defans ve ön alan oyuncuları gitti. Teknik direktörün de yeni olduğunu düşündüğümüzde Feyenoord’un ne kadar hazır olduğunu söyleyebiliriz bundan emin değilim. Ne oynadıklarını da bilmiyoruz. Sahaya direnç ve ön alan baskısı koyacaklarını ise genetiklerinden biliyoruz. Sezonun ilk ve Feyenoordun değişmiş olması Fenerbahçe için olumlu noktalar çünkü Fenerbahçe'nin kadrosundan önemli oyuncular ayrılsada ana hat ve iskelet olarak ilk 11'ini koruduğunu söyleyebiliriz. AA bu iskelet yeterli mi buna cevap vermeyeceğim. Feyenoord’a tekrar dönersek Sem Steijn yeni transfer. Twenteden transfer oldu. Fenerbahçeye karşı oynadı ve gayette etkili oynamıştı. Oyuncu kadro içerisindeki en tehlikeli oyuncu diyebilirim. Hatlar arasında oynayabilen, yaratıcı bir oyuncu. Geçen sezon bu bölgede oynayarak 31 gol attı, 8 gol attırdı. Tahmin edeceğinizden tehlikeli değil mi?
Ancak bu onlar içinde herkes içinde sezonun ilk maçı o yüzden sandığımız kadar bir durum yok.
Feyenoord yer yer baskı yapacağını ve Steijn'nin aralara dağıtacağı toplara mutlaka dikkat etmeliyiz. Bunları yaparsak rakip elenebilir. Çünkü baskı oyununun iyi oynanması için uyum yakalanması gerekmektedir. Van persie'nin bu oyunu sevdiğini bilsekte henüz çok erken.
Fenerbahçe:
Buradan bize geçelim. Her zaman Avrupa maçlarında şunu hissetmişimdir. Kendi oyununu oynayan takım kazanabiliyor. Tabi ki top 10 kulübe karşı bu çok olmuyor ve bu normal ama inanın bana kendi oyununu oynayan takımlar bahsettiğim (top 10) takımları da yenebiliyor veya çok zor anlar yaşatabiliyor. Bizim problemimiz ise burada ortaya çıkıyor değil mi? Sistem, taktik disiplin futbolu ortaya koyamıyoruz çünkü buna sahip değiliz. Uzun vadeli kadrolar ve teknik heyetler kuramıyoruz. Futbolu Avrupada başarı için değil Türkiye liginde şampiyon olmak için oynatıyoruz. Çünkü işimize gelen bu çünkü biliyoruz ki o mütevazi kadrolar bizim pahalı ve markalardan oluşan kadrolarımızı rahatça yenebiliyorlar. Young Boys, Rigas Skola, Twente, Lille, Shakhtar, AZ, Midtjland, Dinamo Kiev, Bodo… sadece geçen sezon yenemediğimiz o mütevazi kadrolar, buyrun efendim… Bunları sadece o maç kötü oynadık ile malesef açıklayamıyoruz. Bu bizi yapısal sorunlara götürüyor. Onu bir önceki yazımda güzelce açıklamıştım bakmanızı isterim.
Fenerbahçe kadrosunu gideniyle geleniyle belli bir orta hale getirdi. Halende eksikler var. Özellikle sol kanat ve libero çok önemliyken henüz buralara transfer yapılabilmiş değil. Belki de bu maçı o kadar hedef olarak görmediler ve acele etmek istemiyorlar. 15-20 gün içerisinde iyi transferler buralara gelirse o zaman bişey söylenmesine gerek yok. Hazırlık maçlarında iyi bir görünüm çizdi dememiz mümkün. Kötü maçlar çıkartmadılar ancak ne oynadılar sorusunun cevabı yok. Klasik Mourinho malesef. Maça ve gidişata göre o an karar almayı tercih eden klasik bir aksiyon hocası. Ancak kendisi biraz yaşlandı ve bu marifetlerinden uzaklaşmış görünüyor. Yine de bu maç açısında ben epey ümitliyim. İlk maç Feyenoord'un sahasında buradan alınabilecek lehimize sonuç turu getirecektir. Bu maçta Duran'ın 11 başlamasını bekliyorım keza kendisinin egosuna zarar vermemek açısından bu böyle olacaktır. Duran'ın performansı kritik olacağı da kesin. Çünkü şapkadan tavşan çıkarmayı sever ve kendisine ileride geniş alanlar bulması mümkün. Fenerbahçe'nin Feyenoord'un sahasında oyunu yıkabilmesini hiç olası görmüyorum. Bu sebeple Duran'ın araya yapacağı koşular, indireceği ve devamında sağlayabileceği dribling veya bağlantılar ilk maç için özellikle çok çok önemli. Bunun sağlanamadığı durumda Fenerbahçe için deplasmanda gol beklemek biraz hayali olabilir. Çünkü Fenerbahçe'nin topu rakip sahada uzun süreler tutabilecek veya ne de dönen şanslardan bir şeyler yaratabilecek bir 11 i yok, bu maç olmayacak.
Bu maç merkez Fred ve Amrabat, önlerinde Szymanski, sağda ise İrfan olacaktır. Bu dörtlünün ileride top oynayacak ne enerjisi var ne de kalitesi var malesef. İrfan eski günlerine ne kadar yakındır bence büyük soru işareti. Bu noktada Duran'da düzenli bağlantıcı olmadığına göre dediğim gibi set oyunu mümkün değil. Ve olur olmadık şutlar ile süreklilik sağlaması Duran'ın zor. Şapka Duran tavşanda Jhon.
Archie Brown bana göre bu maçtaki en önemli oyuncu olabilir. Bunun sebebi topla mesafe kat edebilmesi. Topun ayaktan ayağa taşınamadığı yerde Archie mesafeleri sürati ile kat edebilir. Feyenoord'da eminiz buna önlem alacaktır. Yine de etki yaratmasını bekliyorum. Ve eğer önünde de Oğuz Aydın oynarsa burada belli bir kimya ortaya çıkabilir. Szymanski'nin ceza sahasına sızmaları ve Duran'ın yayda veya içerde durdurulamaması ana silahlar olacaktır.
Genel olarak toparlarsam maç kolay görünmüyor. Çerez bir rakip değil. Olumlu noktalar ise sezonun ilk maçı olması ve Feyenoord'un kadrosunun güncellenmesi. Bu sebeplerden dolayı Feyenoord'u tura yakın görsemde %40 ile bizimde epey yakın olduğumuzu söyleyebilirim. Fenerbahçe için toplu oyun mümkün görünmüyor altını çizerim.
Yorumlar
Yorum Gönder