FENERBAHCE 6-4 FEYENOORD / InM. 0-0

    

                            

    Fenerbahçe bu bir haftada çok iyi dersler çıkartmış. Rakibin bütün zafiyetlerini okumuş ve uygulamaya çok iyi geçirdi. 2'li forvet oyunun orta-uzun vadede problem getireceği fikrimden vazgeçmeyerek söylüyorum ki bugün presin yanındaki anahtar oldu. 

2-1

    Kadıköy'de maç aslında bu skor ile başladı. İki ayaklı maçları doğru okumakta fayda var. Total 180 dk. olduğunun farkında olmak önemli. Fenerbahçe Rotterdam'da travmatik maçın ardından sahaya özgüvenli ve ne yaptığını bilerek döndüğünü gördük. Oyuna karar verici olarak girdiler. Rakip ne zaman geriden oyun başlatsa çok iyi bire bir presler gördük. Genel anlamda pres üretime yansımasada Fenerbahçe güven verir halde ve istediğini yapar görünümdeydi. Feyenoord ise ilk maçta uyguladığı rölanti oyununu uyguladı. Gerçek anlamda geriden çıkamasalarda Fenerbahçe'nin presten veya dönen oyundan kullandığı topları beceriksizce harcamasından onlarda yarı alanları kat edebildiler. Bu noktanın altını çiziyorum çünkü eksik olan süreklilikti. Süreklilik baskı getirir. Fenerbahçe presten fazlasıyla top kazanmasına rağmen istediği hücum baskısını ortaya koyamadı. Bunun sebebi orta alan oyuncularının ayak becerilerinin zayıf olması ve tabi ki 2'li forvetten kaynaklandı. Duran'da En-Nesyri'de bağlantıcı değiller.Ek olarak uzun toplarda biri indirmek zorunda ve diğeri koşu göstermek zorundaydı veya kale ağzında 1. bölgede prestelerdi. Bu sebeplerden ötürü ribaund yönünden etkisiz oldular ve atak sürekliliği sağlanamadı. Ribaundları bağlantıyla birleştiremeyincede bir şey ifade etmiyor. Yine de kazanılan toplarla gol sinyalleri vermeye başladılar. Bu noktaya kadar Semedo'yu vurgulamak istiyorum. Çok beğendim, ayaklarına çok hakim, ne yaptığını biliyor, kararlı paslar veriyor ve çizgiden oyuna genişlik katıyordu. Archie Brown keza dinamikliği ile sahanın en iyisi görünümündeydi. Feyeenoord fazlasıyla duran top elde etti. Tek etkinlikleri denebilir.

2-1

    Feyenoord duran toptan golü buldu. Gol basit hatadan kaynaklandı ama duran top sinyalleri ilk yarı boyunca vardı. 

41' Watanabe Kafa golü. Gizli Kırılma

3-1

    Gol olduğunda takımın, tribünün demoralize olduğunu gördüm. Devamında oyunsal bağlamda bir şey yok. Szymanski'nin kötü orta kesmeyesi geldi.

3-1

44' Archie Brown Korner kafa golü. Kırılma

3-2

    Bu gol inanılmaz önemliydi, o an kırılma anı olduğunu hissetmedik ama inanılmaz tahlihsiz yenen golden hemen sonra olması sanki Allah tarafından senelerdir zibilyontane travmatik anı yaşamış bu taraftara bir hediye gibiydi.

3-2

    Ne olduğunu anlamadan o ana kadar inanılmaz kendini yırtan, boğuşan En-Nesyri'den harika bir servis ile Kaptan Kaostanda şiir gibi ilk dokunuş ve bitiriş sayesinde acayip bir gol geldi.

45+2' Jhon Durani, jeneriklik

3-3

IY 3-3

    İkinci yarı 2-1 oyunu gibi başladı. Sahada değişen fazla bir şey yoktu. İnanılmaz moralli Fenerbahçe bu presin ardından yorgun gözükmedi. Dediğim gibi Archie'nin golü ya da Watanabe'nin golüde denebilirki o dakikadan sonra sahada fazla futbola dair bişeyler yoktu. Yani bir şeyler oluyordu ama Fenerbahçe lehine akıyorduç. Feyenoord kırılmıştı. Fred'in golüne kadar pres biraz daha devam etti denebilir ve Feyenoord gerisi artık daha da bariz hatalar yapar hale geldi Elleri ayaklarına dolandığı belliydi. Geri hatlarından başlayarak en ön hatlarına kadar yeteneksiz, olmamış takım görüntüsü artık iyice netti. İlk maçı kazandılar ama acayip deşifre olmuşlar haberleri yokmuş. Fenerbahçe yaptığı her presten istediğini aldı. 

3-3

55' Fred bana Alex'i hatırlattı. 

3-4

    Şu dakikadan itibaren golünde cazibesinden Feyenoord aslında bitti. Yaklaşık 1-15 dk. boyunca Feyenoord'dan nabız yoktu. Bu periyotta presten ve istediğinide almış görünen Fenerbahçe'de biraz yorulduğunu hatırladı biraz miskinledi. Ama dediğim gibi Feyenoord'unda cevabı yoktu. Çünkü Aslan zannedilenin aslında kedi olduğunu billiyorduk. Fenerbahçe'nin korkacak bişeyi yoktu. 15dk. sonrasında Feyenoord biraz kıpırdandı ancak üretimleri net değil ve zayıftı. Valente hamlesi biraz hareketlilik getirdi diyebilirim.

3-4

83' En-Nesyri güzel gol

3-5

    Şu dakikada futbol bitti aslında 55'te bitmişti. Feyenoord'un üretimsel cevabı, enerjisi yoktu. Sadece Fenerbahçe'de epey yorulmuştu. 

4-5

89' Watanabe UCUZ gol

    Genetik böyle bişey malesef öndeyken takımlarımız sağlam duramıyor ve çok geri çekiliyorlar. İlk maç Musa'nın kafa golü gibi gerçekten ucuz bir gol yedik.

    Bu dakikadan sonrası korkunç. Taktik bağlamda bir şey konuşmak istemiyorum sadece Fenerbahçe 11 kişi kendi ceza sahasında ve o yeteneksiz Feyenoord oyuncuları deli gibi saldırıyor. Geçmiş tecrübelerimiz malesef hiç iyi olmayan biz Türk seyirciler için maç bitmek bilmedi. 5 dakikalık Feyenoord baskısı sürdü. Sağdan soldan kornerler derken  süre yetişti, hayır pardon Taliscaymış.

4-5

90+5' Talisca 

MS 4-6

Çıkarım ve sonuçlar:

Fenerbahçe çok iyi pres takımı, fizik kalite çok yüksek.

Düşen topları indirme, yakalama ve oynama konusundansa çok zayıf çok top kaybettiler.

Hücum sürekliliği sağlamak açısından kadronun ayak kalitesi ve ön alanda bağlantıcılık düşük.

Semedo ve Archie inanılmaz hamleler, kimin fikriyse ellerine sağlık.

Skriniar, Oosterwolde, Archie, Semedo. Fenerbahçe'nin geri hattı tamam.

3'lü savunma sezonun şifresi gibi gözüküyor ancak toplu oyun için önce 6 numara şart.

En-Nesyri canlanmış, tek forvet oynadığında böyle olabilir mi: soru işareti.

2 forvet düzeni maç özelinde prese çok katkı yaptı. Duran ve En-Nesyri epey koordineydi.

Talisca'nın golü güzeldi ama tatilden sanki dönememiş.

Son not: Toplu oyun gelişmeden sadece pres ile ligte şampiyonluk zor. Bunun sebebi de ligte topu zaten size bırakacaklar. Ya da bir kaç oyuncunun insan üstü seviyelere çıkması lazım. Umarım buna göre plan yapılmıyordur. 

Fenerbahçe sezonuna en net tavsiyelerim ise şöyle;

6 numara ve 8-10 numara (hatlar arasında oynayabilen merkez bağlantıcı) alınsın. 

Takım 3'lü oynayabilir çünkü preste bu kadar iyilerse bu ana plan gayet olabilir sadece oyun kurarakta beslemeniz ŞART. Sürekli pres diye bir şey yok.